Benim kuzum çok büyüdü, 4,5 yaşında oldu ve artık anaokuluna
gidiyor. Anaokuluna gitmeye
başladığından beri, gördüğüm değişiklikler kelimelerle anlatılacak gibi değil.
Öğrendikleri, düşündükleri, davranışları ve konuşmaları beni o kadar şaşırtıyor
ki,adeta söyleyecek söz bulamıyorum. Okulda öğrendikleri hakkında konuşmayı
çok fazla seven bir çocuk değil aslında. Zira zaman zaman öğrendiklerini
anlatabiliyor. Ancak o zaman
öğreniyorum, aslında neler neler öğrendiğini.
Geçen hafta, Şehir
Tiyatroları Harbiye Muhsin Ertuğrul sahnesinde oynanan, “Damlaların Dansı” adlı
tiyatro temsiline götürdüm onu. Tiyatro izlemeye alışık. Hem okulda izliyor,
hem de biz sık sık götürüyoruz onu tiyatroya. Temsilin başlamasına 15 dakika
önce salondaydık. Bekleme salonunda beklerken bana, Sebastian Bach’ın orada olup olmadığını ve
orada opera izleyip izleyemeyeceğini sordu. Çünkü okulda öğreniyor, bestecileri, operayı.
Hatta gün içinde yaptıklarını getiriyor eve. Her seferinde bir bestecinin
resmini boyamış. Sebastian Bach, Vivaldi, boyadığı resimleri arasında. İşte
orada öğreniyor, kim kimdir?
Temsil yaklaşık 40 dakika
sürdü ve benim kuzu hiç kıpırdamadan izledi. Alkışlanacak sahnelerde alkışladı. Temsil boyunca hiç konuşmadı ve
ancak bittikten sonra, temsil ile ilgili yorum yaptı. Yorumu temsilde yaşananlar ile ilgili idi.
Kocaman bir insan gibi temsilin özetini çıkardı bana.
Tabi, onunla ilgili buna benzer çok gelişmeler oluyor hep ve
bizim çok hoşumuza gidiyor. Daha şimdiden tiyatro izliyor, klasik konser
dinliyor, opera nedir, onu biliyor. Daha bunun gibi çok örnek verebilirim.
Gittiği okul Bilfen. Bilfen’de okumanın ayrıcalıklarını, olanaklarını,
fırsatlarını, eğitimini, kurallarını anlatmak zor, yaşamak ve içinde olmak
gerek. Benim kuzu daha 4,5 yaşında olmasına rağmen harfleri biliyor, sayıları biliyor, daha da
önemlisi, İngilizce konuşuyor. Bütün bunlar bizim için, en önemlisi, onun için
paha biçilmez değerler. Bu duruma çok
seviniyorum tabi.
Ancak, Türkiye’nin en
önemli şehirlerinden , İstanbul’un göbeğinde devlet okullarında verilen
eğitimi düşündüğümde çok
üzülüyorum. Kısa bir zaman önce bir
vesile ile Esenyurt’ta bir İlköğretim okuluna gitmiştim. Okulda müdür’ün 3000
öğrenciye eğitim vermeye çalıştığını ve anlattıklarını dinleyince ne
söyleyeceğimi bilemedim. Bütün
olanaksızlıklara rağmen, yinede müdür, öğrenci ve öğrenci velileri ile tek tek
ilgilenmeye çalışıyor. Bütün bu olanaksızlıklar içinde, en iyiye ulaşabilmek
için gerçekten çok idealist biri olmak gerek. Yoksa işi çok zor. Destek yok,
para yok.
Teneffüs zili çaldığında,
okulda yürümek imkansız. Öğrencilerin
çoğu tekme tokat, etrafta sürekli öğrencileri uyaran öğretmenler,
öğretmenleri tehdit eden öğrenciler, giremeyeceğiniz kadar pis lavabolar, daha
ne söyleyeyim. Düşünün 3000 öğrenci, kim olursanız olun, bu kadar öğrenci ye, gereken eğitim ve hizmeti vermek, okulun temiz
kalmasını sağlamak, yapması imkansız.
Çocuklarını sadece dünyaya getiren anne ve babalar söz konusu. Sonrası hiç önemli değil, bırak git kafası. Bu
çocuk okulda ne yapar, hangi sınıfta, kaça gidiyor, haberleri yok. Öğretmen
okuldan çıkarken başına ne gelecek bilmiyor. Anlatacak o kadar çok şey var ki!
Benim gördüğüm bir, okul. Üstelik
İstanbul’un göbeği, bu ülkenin bir de doğusu ve orada yaşamanın zorlukları var,
varın siz gerisini düşünün.
Uzun lafın kısası, bu çocukları doğurup neden sokağa atar gibi
bırakıyorlar?, bu anne ve babalar nasıl
insanlar? Devlet ne zaman bu olanakları değiştirecek, düzeltecek?, bu
çocukların Engindeniz gibi okuma hakları yok mu? Bu çocukların suçu ne? Onların
bir birey gibi, daha da önemlisi insan gibi yaşamaya hakları yok mu?
Nerede çocuk hakları? Nerede insan hakları? Nerede olması
gereken ama olmayan eğitim? Nerede devlet? Nerede sistem?
Bu ülkede paran yoksa, ne okuyabilir, ne de yaşayabilirsin…
Bu noktaya nereden geldin diyebilirsiniz belki ama aradaki
uçurumu anlatmak istediğim için yazdım bu kadar. Şimdi;
Bizler neden anne baba olarak üzerimize düşenleri yapmıyoruz?
Evlatlarımızın sorumluluklarını onlara neden öğretmiyoruz? Bir anne, baba için evlattan daha kıymetli ne
olabilir? Haklarına sahip çıkan, sorumluluk sahibi, iyi insan olmanın
inceliklerini öğretmek bu kadar mı zor?
BİZ NEREDEYİZ? YAPABİLECEĞİMİZ HİÇ Mİ BİR ŞEY YOK?
Yorum sizin…
Yorumlar
Yorum Gönder